EGE İPEKLİOĞLU
Ege İpeklioğlu Psikoloji lisans ve Klinik Psikoloji yüksek lisans mezunudur. Bunların yanında Halime Odağ Psikanaliz Vakfı'nda psikanalitik psikoterapi ve Uluslararası Beyin Araştırmaları Derneği’nde aktarım odaklı psikoterapi eğitimlerini tamamlamıştır.
TERAPİNİN BİYOLOJİSİ
Biz düşündüğümüz şeyleriz, ve düşündüğümüz şeyler algımızı oluşturur. Algımız anatomimiz haline gelir. En basit haliyle, düşündüğünüz her düşünce bir sinir bağlantısı oluşturur. Eğer sıkça aynı şekilde düşünüyorsanız veya hissediyorsanız, sinir demeti oluşturursunuz, bir düşünce yolunu yaratırsınız. Bu yol, nörokimyasallar tarafından devam ettirilir. Tıpkı yatağında akan dereler gibi düşüncelerimiz bu yoldan sapmamaya başlar ve kendimizi kıramadığımız döngülerin içindeymiş gibi hissederiz.
PSİKANALİTİK psikoterapi
Etkili bir tedavinin bir parçası, bu yolların nasıl ve neden oluştuğunu anlamak ve farklı düşünmeyi veya algılamayı öğrenmektir. Bu, yeni sinir yolları oluşturur ve aslında nöro-anatomi ve nörokimyasalları değiştirir. Tedavi, geçmişteki şeylerin bugün kim olduğunuzu ve sizi nasıl etkilediğini anlamakla ilgilidir ve algılanan geçmişi yeniden anlayarak, şu anda farklı düşünmenize ve hissetmenize olanak tanır. Psikanalitik psikoterapi kolay bir süreç değildir, özveri, istikrar ve algılarla yüzleşmeye istekli olmayı gerektirir çünkü semptomları değil onların sebeplerini tedavi etmeye, dolayısıyla kalıcı bir değişime yöneliktir.
PSİKOLOJİK SORUNLARA ÇÖZÜM
Yetişkinler için (16 yaş ve üstü) psikanalitik psikoterapi; kişilik bozuklukları başta olmak üzere depresif durumlar, obsesyonlar, anksiyete, öfke, kopuk hissetme, yakınlık kurma ve hayatla baş etmekte zorlanma gibi birçok durumda olumlu sonuçlar göstermektedir.